2023 Latmos Ultra 45K Yarış Raporu

Parkur

Latmos Ultra 45 K parkuru Bafa Gölü’nün kenarındaki Kapıkırı Köyü’nden başlayıp Latmos Dağı’nın çevresinde tam tur atarak tekrar Kapıkırı’nda biten bir rotaya sahip. Doğası eşsiz. Eşsiz derken gerçekten eşsiz, çok özel bir yer. Kayaların şekilleri, ağaçlar, tarihi yapılar, yandaki Bafa Gölü’yle sizi 2023 yılında olduğunuzdan şüphe ettiriyor, basşka bir zaman dilimine geçiş yaptığınıza emin oluyorsunuz.

Övgülerimi fazla uzatmadan parkur incelemesine geri döneyim. Parkur çoğunlukla singletrack. Köylerden geçen kısımlar haricinde tamamen patikalardan koşuluyor. Singletrack olduğu için diğer yarışmacıları geçmek zor olabilir diye düşünüyor olabilirsiniz ama aslında bu anlamda da rahat bir parkur. Ben yarış öncesi bunun zor olacağını, bu yüzden en başta önlerde yer almam gerektiğini düşünmüştüm ama öyle bir sorun olmadı, beni geçenler de öyle bir sorun yaşamamıştır diye düşünüyorum haha.

Bunun haricinde oldukça teknik bir parkur. Bunu inişlerde çok net hissedebiliyorsunuz. Ayak bileklerinizin güçlü olması gerekiyor. Belki baton desteği iyi olabilir fakat taş çitlerin üzerinden atlamanızın gerektiği kısımlarda da batonlari ne yapardım bilemiyorum. Ayaklarınıza güvenip olabildiğince hafif ve serbest koşmak bence iyisi. Bu arada fazlaca yürü-koş yapılan bir parkur. Dik çıkışlarda -ki parkurun çoğunluğunda çıkışlar oldukça dik- ve bazı teknik kısımlarda yürümek zorunda kalıyorsunuz. Yine de yavaş da olsa sık sık koşuyorsunuz aslında. Yürüme-koşma geçişleri çok sık.

Yukarıda görüldüğü gibi parkurda üç tane CP var. İlk CP’ye kadar olan kısımda toplam tırmanışın yarısı yapılmış oluyor. Ondan sonrasında da bol bol tırmanış olsa da parkurun çoğunluğu özellikle ikinci CP’den sonrası iniş ağırlıklı geçiyor. Tekrardan belirtmek adına bu inişlerin hepsi teknik ve ayak bileklerini zorlayan inişler.

Antrenmanlar ve Hazırlık

Latmos Ultra performans göstermek istediğim bir yarış olmasına rağmen doğrudan bu yarışa özel bir antrenman yapmadım. Antrenmanların çoğu bir sonraki katılacağım yarış olan Tahtalı Run to Sky ve diğer dağ yarışlarına yönelikti. Yine de bu antrenmanların Latmos’ta çok yararlı olduğunu söyleyebilirim. Eğer Latmos özelinde antrenmanlar ekleyecek olsaydım büyük fark yaratacağı için teknik iniş çalışmaları eklerdim.

Teknik İniş ve Ayakkabı Denemesi

Bunun haricinde performans göstermek istediğim için bu yarış öncesinde bir tapering süreci geçirdim. Bir de yarış haftası yarışın yağmurlu ve kaygan olabileceği ihtimali ortaya çıkınca yarışta kullanacağım ayakkabıları yağmurlu havada (yarış haftası İzmir de yağmurluydu) teknik inişlerde test ettim.

Hedef

Geçmiş sonuçlara bakarak bu yarışı 6 saat civarında bitirme hedefi koydum. Bunun haricinde önceki yarışlarda teknik kısımlarda biraz yavaşladığım için efor seviyem düşüyordu. Bu yarışta baştaki hızlı kısımları geçtikten sonra 160-170 nabız aralığında efor harcayabilir olmayı hedefledim.

Strateji

Yarışa 17K koşanlarla beraber başlayacağımız için kalabalıktan biraz çekindim. Özellikle yarışın singletrack olması sebebiyle asfaltta koşulan ilk 500 metreyi hızlı geçip patikaya önlerde girmeye karar verdim. Zaten yarışlarıma genelde hızlı başladığım için bu benim için yeni bir şey değildi.

26K koşacaklar ise bizden 2 saat sonra birinci CP’den start alacakları için birinci CP’ye 2 saat içinde 26K koşanlar başlamadan varmayı düşündüm ama geçmiş sonuçlara baktığımda bu aralığın en hızlılar tarafından bile 2 saat 15 dakika civarı geçildiğini görünce bunu deneyecek kadar zorlamaktan vazgeçtim. Zaten yarışta da 26K koşanları geçerken bir sorun ya da zaman kaybı yaşamadım.

Beslenme olarak da antrenmanlarda yaptığım deneyler ve önceki yarışları da değerlendirerek saatte 60gr karbonhidrat yerine 90 dakikada 60gr karb almaya karar verdim. Bu sayede yanıma daha az jel aldım. Bundan sonra 8 saat altı sürecek her yarış için beslenme planımı bu şekilde yapacağım.

Diğer çoğu yarışımda olduğu gibi yine maraton kemeriyle koşmaya karar verdim. 500ml kapasiteli iki flaskımdan sadece birini doldurdum. İlk CP’ye 2s15dk - 2s30dk arası varmayı planladığım için bu arada suyun yetersiz kalması riski vardı ama havanın bulutlu ve serin olmasına güvendim. Suyum bu aralık için tam yetti diyebilirim.

Kısacası hafif ve rahat olmak için her şeyi yaptım. Bu konuda bir sorun yaşamadım. Dengenin önemli olduğu, çit geçişlerinin vs olduğu bir parkur için isabetli bir karar olduğunu düşünüyorum.

Yarış Öncesi

Yarış için konaklamayı Bafa Gölü’nün kenarında çadır şeklinde planladık. Cuma günü hava kararmadan Kapıkırı’na ulaşıp yarış kitini alıp erken uyuma planımız vardı. Fakat benim iş yoğunluğum yüzünden yola geç çıkınca hava kararmadan varma ihtimali ortadan kalktı. Üstüne bir de araba bozulup yolda kalınca erken yatmak da hayal oldu. Arabayı çekiciyle gönderip arkadaşlarımız aracılığyla kamp yerine vardığımızda saat 23.30’du. Hızlıca çadır kurup uyku moduna geçtik.

Sabah erken uyanıp yarış öncesinde bana iyi geldiği için kahve demlemeyi planlıyordum ama apar topar hazırlanıp yola çıktığımdan yanıma çakmak almayı unutmuşum. İnsanları da uyandırmak istemediğim için kahveyi es geçip iki tane büyük muz yedim. Not olarak start alanında kahve satılsa da bağırsaklarımı hareketlendirdiği için yarış saatine yakın kahve almaya çekindim.

Yarışın başlamasına 20dk kala koşarak ısındım. Hızlı başlayacağım için starta gidip önlerde yerimi aldım. Çok dinlenmiş ve koşmaya hazır hissetmiyordum ama bunu sorun etmedim.

Yarış

Yarış hızlı başladı. Planladığım gibi patikaya önlerde ulaştım. İlk 5km bittiğinde sıralamalar yerine oturdu. Birkaç kilometre sonra 17K’da koşan bir yarışmacı gelip arkamda koşmaya başladı. Geçmesi için yol verdim ama geçmek istemedi. Uzunca bir süre kendini bana taşıttırdı. Taşıttırdı diyorum çünkü yavaşladığımda hızlanmamı söyledi, yürünecek kısımlar bittiğinde hemen koşmamı söyledi ama asla beni geçmedi. Normalde koşacağımdan hızlı gittim. Başlangıçta bu zorlamaların iyi olduğunu düşünsem de sonrasında biraz fazla efor harcadığımı düşündüm. Buna rağmen bir süre daha, hatta biraz uzunca bir süre daha devam ettim ve bir noktada durum çok fazla rahatsız edici olunca diğer yarışmacıyı beni geçmesi için zorladım.

Tek başına kaldığımda önceki harcadığım efordan dolayı biraz yavaşladım. Birinci CP’ye yaklaşırken arkadan 45K parkurunda koşan iki yarışmacı bana yetişti. Bu sefer de toparlanmayı boşverip onların hızında devam ettim. Birinci CP’ye beraber ulaştık. Yarışın üçte birini kendi hızımda gitmek yerine başkalarına uyarak gitmiş oldum böylece. Birinci CP’ye 2 saat 24 dakikada ulaştık.

Birinci CP’den çıktıktan sonra neyse ki grubun hızı gitmek istediğim hızdaydı. Bu aralığı kullanıp bayağı toparladım. Sonrasında hızımı arttırıp öne geçtim. CP1 sonrasındaki uzun inişte 2 yarışmacı daha gelip yetişti, farkında olmadan inişte hızımı düşürmüşüm. Hızları rahat uyabildiğim bir hız olduğu için onlara uyup ikinci CP’ye kadar onlarla gittim. İkinci CP’ye hep beraber 3 saat 41 dakikada ulaştık.

İkinci CP’den sonra yarışmacılardan biri hızını arttırıp uzaklaştı. Ben de kalan diğer yarışmacıya göre hızımı arttırıp devam ettim ve bir daha 45K parkurundan kimseyi görmedim.

Üçüncü CP’ye 4 saat 41 dakikada tek başıma ulaştım. Burada güzelce beslenip hızlıca devam ettim. Yarışta en koşulabilir bulduğum kısım buradan sonrasıydı. Neden bilmiyorum ama yarışın başlarında biraz tutukken bu CP’den sonra oldukça iyi hissetmeye başladım. Parkurun bu kısmını rahatça geçip 6 saat 11 dakikada finish çizgisinden geçtim. Bitirdiğimde oldukça iyi hissediyordum.

Yarış esnasında 5 WUP orman meyveli Jel, 2 OnTheGo kafeinli jel ve 2 WUP tuz tableti tükettim.

Yarış Sonrası Notları

  • Hedef süremi isabetli belirlemişim bence, bu sürelerdeki yarışlarda bu kadar oynama olur diye düşünüyorum.
  • IDA Ultra’dan sonra ayak bileklerimde ağrılar olmuştu. Bu yarışta ayak bileklerine çok iş düşmesine rağmen hiç sorun yaşamadım. Yaptığım güçlendirme egzersizlerinin yararı olmuş demektir bu.
  • Efor seviyesi olarak hedeflediğime yakın olsam da yeterli seviyede efor harcayamadım. Bunun sebebinin başlarda o arkamda koşan yarışmacıya uymuş olmam diye düşünüyorum. Orada biraz fazla zorlayıp sonrasında uzunca bir süre yavaş gitmek zorunda kaldım. Bu ciddi bir hata oldu.
  • 5-6 saat üzeri sürecek yarışlarda çadırda kalmak iyi olmayabiliyor, bu yarışta geç yatmak zorunda kaldığım ve önceki gün de yatana kadar çok yoğun ve hareketli geçtiği için yarışa ekstra yorgun başladım açıkçası.
  • Arabanın bozulup tamirciye gitmiş olmasının yarattığı belirsizliklerin yarıştaki psikolojimi etkilemediğini düşünüyorum. Neyse ki usta da tamir için istediği fiyatı yarış sonrasında haber verdi de onun moral bozukluğunu sonradan yaşadım haha.